Ne dinlesem bu aralar diye düşünüp ararken, yollar yürümekle aşınmıyor ama müziksiz pek bir keyifsiz oluyor derken Emre Akbay'ın dinlemeye fırsat yaratamadığım 'Göğe'si ile buluştum sevmediğim bu pazar gününde.
Su gibi de aksın sesi kulağınızdan.
Su gibi de aksın sesi kulağınızdan.
Emre Akbay - Beyaz
Uçaklar geçiyor
Geçerler, alıştık
Bu şehirde ekseriyetle
Yürüyorum, düşünüyorum
Neler var geçmişimde, neler var
Karşımda beyaz, beyaz sayfalar var
‘Üzülme, dur’ diyen birileri var içimde
Karşımda beyaz sayfalar yırtılıyorlar
İçimden
Uçaklar geçiyor
Gitmeyen hüzünlerin acısı var
Niçin, ne diye
Neler yok, geleceğimde, neler yok, neler yok
Sormaktan korktum hep
Yırtılan sadece gök değil
Ruhumdan kopuyorum, soğuyorum
Karşımda saydam sayılmaz boşluklar
Gitmeyen hüzünlerin acısı var
Karşımda boş birikmiş saydamlıklar
‘Üzülme, dur’ diyen birileri var içimde
İçimden
Niçin, ne diye
Her sabah aynanın içinden
Sormaktan korktum hep
Sormadım sandım hep
Sorular sadece dilimde değil
Kimim Ben
Kimim ben böyle çöle bulanmış
Alnımda güneşin tokadı, kimim ben
Önümde üç günlük yol
Ve başımın üzerinde
Yırtıcı kelimeler dönüp duruyor
Kimim ben sen adımı söylerken
Sesinden meyveler toplayan
Anlamın kızıllaşıp battığı ufka doğru
İçimde kargacık burgacık bir kervan
Kimim ki ben sana rüyalar taşıyan
Gök kubbe alçak, hırka dar
Tecrübem eksik söyle kimim ben
Saçları sıfıra vurulmuş bir çocuk
Seninle göz göze gelmeye çalışan
Suskunluğunla, eksik bakışlarınla
Sanki dağılan, ufalanan, çoğalan
Kimim ben, birisiyim ben
Sana doğru yuvarlanan yumağın kedisiyim ben
Dipnot: Youtube'ta yazan bilgiye göre de Barış Bıçakçı’nın yazmış olduğu bu sözler, yazarın aynı isimli kitabından uyarlanan ‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’ filminden alınmıştır
0 yorum